Aim: High C - reactive protein (CRP) levels have been associated with larger infarct area, higher complication and mortality rates in patients with acute myocardial infaretion (AMI). In this study, our aim was to evaluate the relationship between CRP levels and the occurrence of congestive heart failure (CHF) during early phases of AMI. Methods: Seventy eight patients diagnosed as ST segment elevated AMI, were evaluated to determine the predictive role of CRP in CHF occurrence. The first obtained blood sample on admission to Coronary Care Unit (CCU) was used for CRP level determination. CHF was evaluated by Killip classification clinically and by Simson method echocardiographically. Results: CHF was found clinically in 26.9 % of patients. The comparisian of CRP levels in the patient groups with and without CHF, indicated that higher levels were determined in CHF group (p < 0.01). The patients were grouped in three subgroups according to their echocardiographically determined left ventricular ejection fraction (EF) values. CRP levels of the group with EF<% 39 was higher than the other groups (p < 0.01). A negative correlation between CRP and EF was obtained (p< 0.01). Similarly a positive correlation was shown between CRP and Killip groups (p<0.05). Conclusions: In this study, it was shown that CRP values obtained at admission to CCU were strongly related with CHF occurence in AMI. CRP levels can be used in determining the high risk patients in AMI.
Keywords: C- reaktive protein, acute myocardial infarction, heart failureAmaç: Yüksek C- reaktif protein (CRP) düzeylerinin akut miyokard infarktüsünde (AMİ) infarkt alanının genişliği, kamplikasyon ve mortalite oranlarında artış ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Çalışmamızda AMİ'nde CRP yüksekliğinin konjestif kalp yetmezliğinin (KKY) ortaya çıkışı ile ilişkisi araştırılmıştır. Yöntem: Çalışmamızda ST segment yükselmeli AMİ tanısı alan 78 olgu, Koroner Bakım Ünitesinde (KBÜ) alınan ilk kan örneklerinden ölçülen CRP değerlerinin KKY gelişmesi ile olan ilişkisi açısından değerlendirilmiştir. KKY gelişmesinin takibinde, klinik olarak Killip sınıflaması ve ekokardiyografik olarak Simson yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: Olguların %26.9'unda AMİ'ne ikincil kalp yetmezliği klinik olarak değişik derecelerde ortaya çıkmıştır. KKY gelişen ve gelişmeyen olgular karşılaştırıldığında, CRP değerleri KKY gelişenlerde anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p < 0.01). Olgular ekokardiyografik olarak elde edilen sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (EF) değerlerine göre 3 alt gruba ayrılmışlardır. EF < % 39 olan grubun ortalama CRP değerlerinin, EF =% 40-49 ve >% 50 olan gruplara göre anlamlı yüksek olduğu saptanmıştır (p < 0.01). Çalışmamızda CRP düzeyleri ile EF arasında p < 0.01 düzeyinde negatif korelasyon, Killip grupları arasında ise p < 0.05 düzeyinde pozitif korelasyon tesbit edilmiştir. Sonuç: AMİ'de KBÜ'de alınan ilk kan örneklerinden çalışılan CRP değerlerinin yüksekliğinin, AMİ'ünün en önemli komplikasyonlarından biri olan KKY ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Yüksek riskli hastaların tespitinde CRP değerlerinden yararlanılabileceği sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: C- reaktif protein, akut myokard infarktüsü, kalp yetmezliği