Objective: Pregnant refugees in Turkey are at high risk for infectious diseases due to limited access to healthcare services and suboptimal hygiene conditions. This study aims to assess the risks posed by infections, particularly toxoplasmosis, Rubella, hepatitis, human immunodeficiency virus (HIV), and cytomegalovirus (CMV), during pregnancy. These pathogens have adverse effects on maternal and fetal health during gestation, and early diagnosis and management are crucial.
Methods: This retrospective study analyzes serological test results from pregnant refugees who presented at University of Health Sciences Turkey, İzmir Tepecik Education and Research Hospital between March 1, 2018, and March 1, 2020. Tests evaluated included anti-Toxoplasma immunoglobulin (Ig)M, anti-Toxoplasma IgG, anti-hepatitis C virus (HCV), hepatitis B surface antigen (HBsAg), anti-HIV, anti-HBs, anti-Rubella IgM, anti-Rubella IgG, anti-CMV IgM, and anti-CMV IgG. Seroprevalence rates were analyzed annually.
Results: Of the pregnant participants, 94.7% were Syrian, and 5.3% were Afghan. Seroprevalence rates for Toxoplasma IgG, Rubella IgG, and CMV IgG were found to be 51.3%, 85.3%, and 57.6%, respectively. No significant variation in test results was observed over the years. The positive rates for anti-HCV, HBsAg, and anti-Rubella IgM were low; chi-square analysis was limited by low cell frequencies, affecting statistical power.
Conclusion: This study reveals a high prevalence of infections such as toxoplasmosis, Rubella, hepatitis B, and CMV among pregnant refugees in Turkey. Expanding screening and vaccination programs for refugee women is recommended to mitigate infection risks. Improving access to healthcare services and regular screenings is crucial to curbing the spread of these infections.
Amaç: Türkiye’deki sığınmacı gebeler, sağlık hizmetlerine erişim ve hijyen koşullarındaki kısıtlılıklar nedeniyle enfeksiyon hastalıkları açısından yüksek risk altındadır. Bu çalışma, özellikle toksoplazma, Rubella, hepatit, insan immün yetmezlik virüsü (HIV) ve sitomegalovirüs (CMV) enfeksiyonlarının gebelik sürecinde oluşturduğu riskleri değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu patojenler, gebelik döneminde anne ve fetüs sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve erken tanı ile yönetilmesi önem taşır.
Yöntem: Bu retrospektif çalışma, 1 Mart 2018-1 Mart 2020 tarihleri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvuran sığınmacı gebelerin serolojik test sonuçlarını analiz etmektedir. Anti-Toksoplazma immünoglobulin (Ig)M, anti-Toksoplazma IgG, anti-HCV, hepatit B yüzey antijeni (HBsAg), anti-HIV, anti-HBs, anti-Rubella IgM, anti-Rubella IgG, anti-CMV IgM ve anti-CMV IgG testleri değerlendirilmiştir. Yıllara göre seroprevalans oranları analiz edilmiştir.
Bulgular: Çalışmaya katılan gebelerin %94,7’si Suriye, %5,3’ü ise Afganistan uyrukludur. Toksoplazma IgG seroprevalansı %51,3, Rubella IgG %85,3 ve CMV IgG %57,6 olarak bulunmuştur. Test sonuçlarında yıllara göre anlamlı bir değişiklik saptanmamıştır. Anti HCV, HBsAg ve anti Rubella IgM testlerinde pozitiflik oranları düşük kalmıştır, ki-kare analizinde bazı hücre frekanslarının düşük olması nedeniyle istatistiksel güç sınırlanmıştır.
Sonuç: Bu çalışma, Türkiye’deki sığınmacı gebeler arasında toksoplazma, Rubella, hepatit B ve CMV gibi enfeksiyonların yüksek prevalansını göstermektedir. Sığınmacı kadınların enfeksiyon hastalıkları açısından korunması için tarama ve aşı programlarının genişletilmesi önerilmektedir. Sağlık hizmetlerine erişim koşullarının iyileştirilmesi ve düzenli taramalar, bu enfeksiyonların yayılımını azaltmak için kritik öneme sahiptir.