Özet
GİRİŞ ve AMAÇ
Ventriküler septal defekt en sık görülen konjenital kalp defektidir. Gecikmiş vakalarda ventriküler septal defekt cerrahi tedavisi sonrası gelişen pulmoner arteriyel hipertansiyon görülme sıklığı çok net değildir. Bu çalışmanın amacı, bir yaşından büyük hasta popülasyonunda ventriküler septal defekt cerrahi tedavisi sonrası pulmoner arteriyel hipertansiyon prevalansını incelemektir
YÖNTEM ve GEREÇLER
Haziran 2019 ve Mart 2020 tarihleri arasında, ortanca yaşı 2 yıl (1-19 yıl) ve ağırlığı10 kg (5,5 -53 kg) olan 36 hastaya ventriküler septal defekt cerrahi onarımı yapıldı. Tanı konulan Ventriküler septal defekt tipleri: 20 hastada perimembranöz (%55), 10 hastada outlet (%27), 5 hastada inlet (%13,9) ve 1 hastada trabeküler (%2,8) olarak saptandı. Pulmoner arter basıncı ortalama 25 mm Hg'nin üzerinde, pulmoner hipertansiyon olarak tanımlandı.
BULGULAR
Ameliyat sonrası komplikasyon ve mortalite gözlenmedi. Hiçbir hastaya rezidüel Ventriküler septal defekt nedeniyle tekrar ameliyat yapılmadı. Ameliyat sonrası erken dönemde medyan sistolik pulmoner arter basıncı 30 mmHg (20-80 mmHg) idi. 4 hasta pulmoner vazodilatör ajanlar ile taburcu edildi. Tüm hastalar 7,8 ± 3,8 aylık takipte hemodinamik olarak stabildi.
TARTIŞMA ve SONUÇ
Ventriküler septal defekt cerrahi tedavisi çok düşük morbidite ve mortalite oranlarıyla güvenli bir işlemdir. Pulmoner arteriyel hipertansiyon, postoperatif erken dönemde pulmoner vazodilatör tedavisi yardımı ile iyi tolere edilir.