Özet
GİRİŞ ve AMAÇ
Türkiye’de böbrek hastalıkları ile ilgili epidemiyolojik, klinik ve histopatolojik araştırmalar çok sınırlıdır. Bu çalışma …………..Eğitim ve Araştırma Hastanesi patoloji laboratuvarında değerlendirilen böbrek biyopsilerinin histopatolojik profilini incelemeyi amaçlamıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER
Bu retrospektif tanımlayıcı araştırmada, tek merkezde 2014- 2018 yıllarında yapılan 506 böbrek biyopsisi arşiv bulguları üzerinden değerlendirildi. Patolojik değerlendirme için yeterli olarak kabul edilen olguların direkt immünfloresan (DIF) ve ışık mikroskopik düzeyde incelemeleri temel alındı.
BULGULAR
Erkek hastalar çoğunluktaydı (n=294, %58,1). Materyallerin %.60,7’si (n=307) nativ, %39,3’ü (n=199) transplant biyopsi özelliğindeydi. Olguların % 34,8’i (n=176) çocuk hasta, %65,2’si (n=330) erişkin hasta idi. Çocuklarda en sık izlenen patolojiler nonspesifik değişiklikler (n=33, %38,8) ve IgA nefriti (n=24, %28,2) iken, erişkinde membranöz glomerülonefrit (n=35, %15,8) ve nonspesifik değişiklikler (n=28, %12,6) idi. Hastalar 0 ile 81 yaş arasında olup, ortalama yaş 33±19,2 bulundu. Çocuk hastalarda ortalama yaş 12.8±4,2 iken erişkin hastaların ortalaması 43.8±15,1 idi.
TARTIŞMA ve SONUÇ
Bu çalışmada, nefrotik sendrom, proteinüri ve hematüri, nativ biyopsilerin önde gelen klinik belirtileriydi. Transplantasyon materyalleri erişkinlerde ve erkeklerde daha yaygındı, transplantasyon hastaları sıklıkla protokol biyopsileri olarak gönderildi. Elektron mikroskobisi yapılmadığı için saptanamayan FSGS veya MLH hastaları, spesifik olmayan bulgu kategorisine dahil edildi. MLH'li hastaların çoğunda biyopsi yapılmadığından gerçek insidansları hakkında doğru bilgi elde etmek çok zor gözükmektedir. Ülkemizde glomerulonefrit insidansını göstermek için daha iyi klinikopatolojik korelasyon, elektron mikroskobu değerlendirmesi ve geniş ölçekli çalışmalarda genetik analiz yapılması gerekmektedir.