Özet
GİRİŞ ve AMAÇ
Çalışmamızın amacı, Tc-99m MİBİ MPS ve kardiyak F-18 FDG PET bulgularını invaziv koroner anjiyografi (İKA) bulgularıyla karşılaştırarak nükleer kardiyak yöntemlerin koroner arter hastalığı (KAH) tanısındaki değerini araştırmaktır.
YÖNTEM ve GEREÇLER
Çalışmamıza EKG’de geçirilmiş miyokard infarktüsü (Mİ) bulguları bulunan, Tc-99m MİBİ MPS’sinde irreversibl defekt saptanan ve FDG PET ile viabilite değerlendirilmesi amacıyla bölümümüze refere edilen 17 hasta dahil edildi. Tüm hastaların İKA sonuçları mevcuttu. Değerlendirme segment bazında yapılarak tüm hastalarda sol ventrikül miyokard duvarları apeks, septum, anterior, lateral ve inferior duvar olmak üzere 5 segmente ayrıldı. Böylece 17 hastada 85 segment değerlendirmeye alındı. Anterior duvar, septum ve apeksin LAD’den, inferior duvarın RCA’dan ve lateral duvarın Cx’ten kanladığı kabul edildi. Nükleer kardiyak yöntemlerle İKA bulguları karşılaştırıldı.
BULGULAR
Çalışmamıza ortalama yaşı 59.5 olan 17 hasta dahil edildi (4 kadın, 13 erkek). İKA sonuçlarına göre tüm hastalarda ≥ %50 darlık gösteren KAH saptandı. MPS’nin gerçek pozitif, gerçek negatif, yanlış pozitif ve yanlış negatif olduğu segment saysısı sırasıyla; 67, 12, 3 ve 3 idi. MPS’nin KAH’ı saptamada duyarlılığı %95.7, özgüllüğü %80 ve doğruluğu %92.9 olarak bulundu. MPS bulguları ile İKA sonuçları arasında mükemmel uyum ve yüksek korelasyon saptandı. MPS ve PET birlikte değerlendirilerek segmentler gruplandırıldığında; perfüzyon ve metabolizma defekti saptanmayan (normal grup) segmentlerin İKA darlık derecesi viabl ya da infarkt olarak değerlendirilen segmentlerden anlamlı olarak daha düşük saptandı.
TARTIŞMA ve SONUÇ
Tc-99m MİBİ MPS ve F-18 FDG PET, EKG’de geçirilmiş Mİ bulguları bulunan hastalarda, KAH tanı ve şiddetinin belirlenmesinde büyük öneme sahip noninvaziv yöntemlerdir.