Objective: Urethral stones are rare among all urinary system stones. There is limited data in the literature on the management of urethral stones. In this study, we aimed to present our experience of patients diagnosed with urethral stone in the light of the literature.
Methods: This retrospective study included 24 consecutive patients diagnosed with urethral stone between January 2017 and December 2020. Demographic data, clinical features, primary treatment approaches, peroperative and postoperative data were analysed.
Results: Twenty-four patients with a mean age of 44±20 years (2-73) were included in the study. The clinical presentation of the patients was acute urinary retention in 14 (58.3%) patients and lower urinary tract symptoms in 10 (41.6%) patients. The most common stone location was posterior urethra in 13 (54.2%) patients and anterior urethra in 11 (45.8%) patients. The mean stone size was 10±3 (5-15) mm. Fourteen patients had a history of previous stone surgery or stone expulsion. Two patients underwent internal urethrotomy and one patient underwent cystolithotripsy simultaneously. Surgical success stone-free rate (SFR) was 100%.
Conclusion: Urethral stones are rarely seen in urological practice. The management of urethral stone is uncertain and depends on personal experience. Holimum laser lithotripsy with URS which is minimally invasive with minimal damage to the urethral mucosa, should be considered as the first choice.
Amaç: Üretra taşları tüm üriner sistem taşları arasında nadir görülür. Üretra taşlarının yönetimi ile ilgili literatürde sınırlı veri bulunmaktadır. Bu çalışmada üretra taşı tanısı alan hastalarla ilgili deneyimlerimizi literatür ışığında sunmayı amaçladık.
Yöntem: Bu retrospektif çalışmaya Ocak 2017-Aralık 2020 tarihleri arasında üretral taş tanısı konulan 24 ardışık hasta dahil edildi. Demografik veriler, klinik özellikler, primer tedavi yaklaşımları, peroperatif ve postoperatif veriler analiz edildi.
Bulgular: Ortalama yaşı 44±20 yıl (2-73) olan 24 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların klinik prezentasyonu 14 (%58,3) hastada akut üriner retansiyon ve 10 (%41,6) hastada alt üriner sistem semptomları idi. En sık taş lokalizasyonu 13 (%54,2) hastada posterior üretra ve 11 (%45,8) hastada anterior üretra idi. Ortalama taş boyutu 10±3 (5-15) mm idi. On dört hastada daha önce geçirilmiş taş cerrahisi veya taş düşürme öyküsü vardı. İki hastaya internal üretrotomi ve bir hastaya eş zamanlı sistolitotripsi uygulandı. Cerrahi başarı taşsızlık oranı (SFR) %100 idi.
Sonuç: Üretra taşları üroloji pratiğinde nadiren görülmektedir. Üretra taşlarının yönetimi belirsizdir ve kişisel deneyime bağlıdır. Üretral mukozaya minimal hasar veren minimal invaziv URS ile birlikte holimum lazer litotripsi ilk seçenek olarak düşünülmelidir.